Monty Python's Flying Circus ✅ 54

İkonik şeyleri izlemeyi hep zor bulmuşumdur. İzlerken genelde ne düşüneceğimi, ne düşünmem gerektiğini pek kestiremem. Çünkü ikonik ürün çoktan birilerine bir şeyler düşündürmüş, bu düşünceler de o ürün için kalıplaşmıştır. Çünkü bu kalıplaşma olmadan ikonik, kült veya efsane ürün dediklerimiz zamana karşı koyamaz. Bu ürünleri izlerken de kalıp dışında düşünmek izleyeni suçlu psikolojisine iter. En azından Monty Python's Flying Circus'u izlerken ben böyle hissettim.

Monty Python's Flying Circus benden önce pek çok merci tarafından izlendi ve üzerine yazıldı. Ve neredeyse ben hariç herkes çok eğlendi. Ama bu durum benim için yabancı değil ne yazık ki. 2001: A Space Odyssey'de de aynı durumu yaşamıştım. Herkes filmin sinematografik başarısı, mükemmel kurgusu ve derin hikayesinden bahsederken ben filmi sadece sıkıcı bulmuştum. Space Odyssey insanların söylediği tüm bu pozitif şeylere uygundu ve filmciliği çok değiştirmişti ama iyi yaşlanmamıştı işte ya da en basitinden çok yavaştı. Sonuç olarak beni sıkmıştı. Beni sıkan bir şey ne kadar iyi olabilirdi ki.

Bu çok bencilce görülebilir ama durum biraz da bundan ibaret. Space Odyssey benim çok sevdiğim filmlerin yapılmasına ön ayak olmuş olabilirdi ama kendisi tekil olarak, bu ikoniklik algılarının ve kalıpların dışında düşünüldüğünde sıkıcıydı. Bunun film ile alakalı veya alakasız pek çok sebebi var ama en temelde benimde içinde yer aldığım değişen toplum yatıyor.

Monty Python's Flying Circus 1969 yılında yayınlanmaya başlanmış, döneminin ötesinde bir program. Oyunculuklar mükemmel, skeçler arası geçişleri özel, absürtlüğü üst seviye ve skeç komedisine yön vermiş. Hala pek çok komedi programında hatta komedi ile ilgili herhangi bir şeyde izlerini görmeniz olası. Ama gelin görün ki sıkıcı. Bu şovun yaklaşık 23 saatten oluşan 46 bölümünü de izledim ve neredeyse kırkında uyuya kalıyordum. Zamanının kesinlikle ötesinde ama yazılan çoğu şey dönemin koşullarına yönelik komikti ya da gerçekten komik değildi benim için. Belki skeç komedisi bana uzak bir daldır ama kahkahalar attığım bölümlerde oldu ve en azında 6 bölüm beni gerçekten eğlendirdi.

Mesela The Spanish Inquisition ve Scott of the Antartic en sevdiğim bölümlerden ilk ikisi. İki bölümdeki ana skeçte gerçekten komik ve tadındaydı. Demek ki sorunun tümü yapılış tarihinde yani şovun eskiliğin de değildi ya da ben skeç komedisinden ölümüne nefret etmiyordum. Peki sorun ne? Aslında bu sorunun iki yüzü var. İlki şov benim ağız tadıma göre çok absürttü. Her ne kadar absürt komediyi sevsem de aşırısı ters tepiyormuş onu öğrenmiş oldum. İkincisi üzerine yapışan, daha doğrusu yapıştırılan kalıplardı. Ben bu kalıpları okuyarak veya duyarak kendimde şovu izleme isteği oluşturdum. İnsanlar ne kadar mükemmel olduğundan, çok güldüklerinden falan bahsediyorlardı demek ki iyi bir serüven olacaktı...

Beklenti kesinlikle pek çok zevkin katili. Burada pek katil değil ama bu deneyime etkisi fazla oldu. Başlangıçta belki sonradan açılıyordur diye beklerken ikinci sezonda birisi de çıkıp bu kötü bir dizidir demiş mi diye araştırmaya başlamıştım. Komediye yön vermiş olabilir ama ben sevmemiştim eninde sonunda. İkonik ve kült olabilir ama bana uygun değildi en nihayetinde. Her şey bir kenara ben ilk defa bana uygun olmayan bir şey izlemiyordum ama hiçbirinde uyuya kalmamıştım. Demek ki burada bir şeyler gerçekten yanlıştı.

Yazının son paragrafında size bir şey açıklamak istiyorum. Tüm bu yukarıdaki kısmı sadece linç yememek, bazı insanların sizin aşık olduğunuz şeyleri sevemeyebileceğini göstermek ve dokunulmaz hiçbir şeyin olmadığını anlatmak için yazdım. (He bir de bunca saati biraz daha anlamlı kılabilmek için.) Eğer bu herhangi bir dizi olsaydı herhangi bir açıklama yapmadan direk şunu yazardım. Birkaç kaliteli skeç dışında bok gibi dizi.


54

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Magicka ❌

Golden Compass ✅ 78

Hangover ✅ 64