Bitirdikten Sonra

  by Milos Ferman, 1975, 2h13min Otoriteyi Sikeyim Bu film hakkında denilecek pek bir şey kaldığını düşünmüyorum. Her ne kadar hakkında daha önce neler dendiğini bilmiyor da olsam bence bu filmle alakalı denilebilecek her şey denmiştir. Bence çok güçlü bir otorite karşıtı film ve bunu oldukça uç bir açıdan tutarak gösteriyor ama bu kadar uzakta bile olsa hiç hata yapmıyor. İçimden çıkıp şu şöyleydi bu böyleydi demek gelmiyor. Bir şeyine iyi bir şeyine kötü demek eğreti hissettiriyor. Filmi de buna benzer bir ruh hali içinde izledim zaten ama bir şey kesindi. Sürekli olarak kafamda dönen bir mantra gibi sayıkladığım filmin her anında karşıma çıkan şey. Otoriteyi sikeyim. Bir anarşist yakarışı gibi değil bize makul gördüğü şeyler için otoriteyi sikeyim. Neyse bu kadar yazacak bile bir dona yoktu elimde bence uzatıp işi farklı yöne çekmeyeyim hiç. Vereceğim bir puan ve otoriteyi sikeyimden başka bir şey yok.  78 30.05.2024 p.s. he unutmadan insanın otoriteden kaçmaya çalışırken arkadaşlar

  by Elem Klimov, 1985, 2h22min Çok iyi çekmişler. Öyle iyi çekmişler ki görüntüler sanki film değil de gerçek gibi. Olayların ağırlığı ve gerçekten gerçekliği de bu görsel kurgunun gerçekleşmesinde çok büyük kolaylık sağlıyor.  Savaş her haliyle her köşesiyle insanlığın en insan icadı. İnsanlığı anlatmak için bir kelime sorsalar kesinlikle savaş olurdu. Yüz yıllar da geçse, zamanın akışı da değişse, nehirler ters aksa, dünya yıkılsa, evren patlasa da savaş her zaman aynı. Her farklılığı aynı, her duygusu aynı, her acısı aynı. İnsan varoluşunun tıpkısının aynısı, hiç değişmeyeni. Bu film bugün Gazze'de, dün Türkiye'de, az önce Libya'da, biraz sonra İran'da,  bir Kızılderili'nin gözü önünde, bir Çinli'nin ayaklarının altında. Ve en güzeli kaderin kocaman, büyük ve komik bir cilvesi tam şu an yanı başımızda Ukrayna'da bu filmde acı çekenlerin acı verenler olduğu bir şekilde. Yani Savaş insanoğlunun ta kendisi.  Bu güzel filmde şöyle bir file değinmeden de geçe

  by George R. R. Martin, 1996, 29.02.2024 # ... what i think is the books chief accomplishment, is it meanness... And I am not even talking about the cruelty of the big surprise in this book... or the sadism of some of his characters. Its the way he has captured the authentic meannes of the medieval time # the man who passes the sentence should swing the sword.  # Bilerek okumak farklı bir hava katıyor.  Çok uzun zaman oldu be. İlk okuduğun zamanlardan buralara yıllar geçti. Kaderin cilvesi kitaba ilk başladığım yerde bitiriyorum bugün. 850 sayfalık kocaman bir kitap. Bazı konularda hala ilk gün ki kadar taze. Bilerek okumanın getirdiği perspektifle beraber de biraz garipleşen bir kitap.  Şöyle ki ne kadar kitapta olacak şeyleri bilsen de, hatta önündeki kitaplarda da yaşanacak şeyleri bilsen de serinin nasıl biteceğin den bir habersin. Çünkü hala yeni bir kitap gelmedi (hadi George Aga). Aslında seriye başlamamın sebebi de biraz o dur. Maalesef ki başladığım şeylere bereket getirmek

  by Makato Shinkai, 2016, 1h46min Çok iyi film, çok iyi görsellik, çok masalsı anlatı. İkinciye izleyince o kadar duygu yüklemiyor ama ilk izlediğimde gerçekten yumruk yemiş gibi olmuştum hatırlıyorum. Bu izlemede en çok aklıma takılan şey ne kadar nefes alan bir film olduğu oldu. Anime kültüründen gelen 20 dakikalık parçalarına dikkat edilmesi konusunda ekstra bir etken olmuş olabilir ve bu bir nefes alma konusunda oldukça yardımcı olmuş ama herhangi bir kopukluk falan sağlamamış. Büyük ihtimalle parçalar da tam anlamıyla 20 dakikalık değildir ama anlatmak istediğim farklı sekanslara bölündüğü ve sekansların nefes aldığını çok çok hissettim bu sefer ve filme en yakışan şeylerden biri bu olabilir. Bir şeyler veriyor nefes alıyor bir şeyler daha veriyor bir daha nefes derken böyle böyle film ilerliyor. Belki zaman zaman nefes aldığı kısımları uzatıyor ama işlevini anlıyorsun. Sanırım bunun kadar nefes alan bir film izlememişimdir daha önce bu yüzden bana çok farklı geldiğini belirtmek

  by Sean Penn, 2007, 2h28min #Aslında aynı ben ama ben bu kadar hayata tutunan biri değilim sanırım. Kendimi bulmak doğayla iç içe olmak o kadar da anlam ifade eden şeyler değil benim için maalesef. Anlamlı ama o kadar değil.  Biraz demlemek lazım bu filmi. Çok iyi çok güzel ve oldukça zamansız bir film. Güncel toplumda gittikçe artan bir dürtüye dokunsa da tek bir şeyle hatırlayacağım maalesef. Mutlu son yok mu? Bu Hollywood aşılaması her şeyin mutlu bir şekilde sonlanması furyasından gelen bir soru değil. Bizim için, sıkışmışlar için bir nevi cezalandırmak belki bu sefer gerçekten doğmak isteyenler için mutlu son yok mu? Cristopher mutsuz ölmedi belki ama filmin gösterdiği kadarıyla biraz misyonunu tamamlayamadan öldü. Misyonunu tamamlayıp bizim gibilerle paylaşamadan öldü. Halbuki pek çok şeyi aslında farklı farklı insanlarla paylaştı ama biz izleyenler için paylaştıklarından çok daha ağır bir şekilde öldü.  Hepimiz ölücez. Pek çoğumuz bu kadar bile yaşamadan ölücez ve sonunda en p

  by CD Projekt Red, 2011, 16.11.2023 En kötü witcher oyunu? Aslında tüm Witcher serisi adına en iyi oyun hikaye açısından çünkü tüm o yeniden doğmayı, oyunlarla kitaplar arasındaki bağlantıyı bu oyun sağlıyor aslında ve oldukça da kısa ama başarılı bir şekilde oluşturuyor. Evet Wild hunt aldı sonra geri koydu bir daha aldı bir daha koydu demek yeterli değildi ilk oyundaki şekliyle ama böyle biraz daha anlatır biraz daha görselleştirir ve inisiyatif alırsan oldukça başarılı bir yaklaşım oluyor. Artık ilk oyundan beri kendi kafamda oluşturduğum Geralt ile kitaplardaki Geralt'ı birleştirebilir hangisi uygun geliyorsa ona göre hikayeyi tecrübe etmeye devam edebilirim. En azından ikinci oynayış özelinde benim daha üzerine düştüğüm kısım burası oluyor oyunlarda. Evet pek çok seçimin Geralt'a uymadığı anlar var ama en azından bir mantıkla bir gerçeklikle öyle yada böyle anlayabiliyorum.  Aslında oyun serisi kitap serisi gibi de ele alınabilir bir noktadan. İlk oyun aynı ilk kitaplard

  by Tarık Buğra, 1963, 05.11.2023 # Kitap şu ana kadar bazı şeyleri iyi yapmakla birlikte bazı şeyleri de bilerek yanlış yapıyor. Bir nevi tarafsız bir noktadan her iki tarafın küçük bir cephe içindeki yansımalarını anlatsa da bazı gerçekleri görmezden geliyor. Osmanlıyı ve osmanlıya olan bağlılığı bu kadar pozitif bir noktadan anlatmak osmanlının son 100-200 yılında yaşanan tonla isyanı, unutulmuş tebaayı, saraya sıkışmış hanedanlığı göz ardı ediyor. Tamam bu kadar geniş bir perspektiften ve yıkıcı bir noktadan almasın ama tam da kitabın geçtiği dönemlerde halk açlıktan kırılıyor, yapayalnız ve tehlikede fakat Akşehir'de sanki savaş bitmiş her şey normale dönmüş ve ülkenin geri kalanında yaşanan o tonla şey sadece dilde birer hikaye gibi. Böyle bir ortamda toplumun duygu dünyasını bilerek tam açıklamayıp her şeyi hocanın yönettiği özerk bir duygu dünyası üzerinden anlatmayı ben pek normal karşılayamıyorum.  # Müftü beyle Menderes'in benzerliği görenleri şaşırttı.  # Yazar ger

  by Ubisoft, 2003, 03.10.2023 Çok çok iyi tasarlanmış bir oyun hele bir de 2003 yapımı olduğu düşünülünce olağanüstü bir yapım. Oyun tasarımı anlamında böyle köşe bucak düşünen oyunları çok seviyorum gerçekten. Her elementini iyi kullanan, lineer olmasına karşın bir ilerleme ve özgürlük hissi veren, bence oyun içi ekonomi işini çok basit bir şekilde çoğu oyundan çok çok daha iyi bir hale getiren ve en önemlisi yaptığı her şeyi gerçekten içi dolu bir şekilde yapan ender oyunlardan. Hikaye olarak kötü olmasa da biraz çiğ ve yüzeysel olduğu kesin. Oyunun tek eksisi ise kontrollerde yaşanan sıkıntılar ki bu da zamanın getirdiği normal bir şey olarak karşılanmalı.  Bir gazeteci olmanın resim çekmenin ana unsur olduğu bir oyun olması bence onu oldukça özel yapıyor. Oldukça basit ama basitliği kadar gerçek hayata yatkınlığı beni oyun içinde kaybolma noktasında rahatlatıyor. Bir de aslında bu eylemi oyunlaştırmanın da sahip olduğu darlığı hiç ama hiç hissettirmemesi de bence takdire şayan.  V

  by Sidney Lumet, 1957, 1h36min Yıl 57 be abi yürüyün gidin ya. Bu kadar modern filmi nasıl yaptınız ya. Bir kere oyunculuklar çok iyi. Hani eski dönem işlerinin abartılı oyunculukları hiç yok abartılı olan yerleri de oyuncudan değil direkt olarak karakterden geliyor ve kimlikleriyle örtüşüyor. Bu filme yazılmamış farklı olan ne vardır ve ben onları verebilir miyim hiç ama hiç zannetmiyorum. Her daim izlenmesi zevkli bir film ve geçen yıllarla beraber de değerini daha da arttırmış bir film. İzlemek garip bir huzur veriyor tabi bu tekrar izlemenin verdiği güven de olabilir fakat bence asıl sebebi zamansız ve mekansız olması. Adalet olgusu zaman ve mekana bağlı bir durum değil her dönemle beraber uygulanması farklı şekiller alsa bile adalet temelinde hala aynı şey öz hala zamansız ve mekansız insanlar ve seçimler var olduğu sürece var olacak bir öz. Filmin üzerinde bu yüzden bir eskimezlik ambalajı var ne kadar zaman geçse ne kadar uzak diyarlardan da olsa insan olmanın ikincil ürünleri

  by The Game Kitchen, 2019, 19.08.2023 Plasphemous, Blasphemous sana ne diyeceğimi bilmiyorum. Sen bir kaç yıldır sürekli aklımdasın. Bir kere laptopta oynayıp yarım bıraktığımdan aklımdan çıkaramadım seni bir türlü ve bugün seni bitirdim. Artık aklımdan bir süre çıkabilirsin. Ki seni bitirmemeye de baya yakındım aslında. Crisanta'nın ikinici fazı baya baya oyunu kapattırıyordu. Neyse ki tespiklerim yanlışmış onu düzeltince hallettik.  Bir kere çok sanatsal ve çok güzelsin ya. Mekanlar, karakterler, animasyonlar, cutscene'ler görsel olan her şey mükemmel estetik ve kimlikli gözüküyor. Aşırı distopik bir din ve onu sarmalayan tonla incilimsi şeyler kimliğini çok çok iyi yapıyor ve işliyor görsellik. Yine bu seçilen yön sebepli piyasanın çok büyük bir kısmından daha farklı bir oyunsun. Piyasada böyle motiflere sahip olmayı geçtim yanına yaklaşan bile çok sayılı oyun var. Aklıma bir tek Painkiller serisi geliyor ama o bile bundan çok uzakta. Hani hep incile uygun melek tanımı diy

  by Andrzej Sapkowski - trl David French, 1995, 13.08.2023 Dün bitirdim bugün anca yazıyorum ama yazmayı geçtim daha başlık bile atmamışım. Büyük ayıp. Ne zaman başladığım bile belli değil ama sanırım biraz sündürdüm bu kitabı. Pek bir duygu içerisinde okumadım ki aslında kısa hikayelerden roman haline geçince bir kitabı tam bir duygu içerisinde okumak pek kolay olmuyor çünkü roman hali daha stabil olmayı gerektiren bir içerik.  Şöyle bir ne oldu bitti diye hatırlamaya çalışıyorum ve Thaned'deki birleşme dışında aslında pek bir şey daha doğrusu güçlü bir şey yok. Yen, Ciri, Geralt birleşmesi öyle ya da böyle gerçekleşti ve hemen akabinde ayrılmaları da gerçekleşti. Yani bu birleşme ve ayrılma dışında anlatıyı ileri atacak, parlatacak bir şey de yoktu aslında. Kitabın ana konusu bu olmasa da bunun dışında kalan tüm olaylar bunun kadar yoğun ve ağırlıklı değildi. Ki bu birleşme ve ayrılma her ne kadar dünya ve narative adına çok yoğun olsa da bana aktarılan duygu olarak pek de yoğun

  by Andrzej Sapkowski - trl Danusia Stok, 1994, 02.08.2023 Biz bu seriyi seviyoruz ya. Belki en iyi kitap değil serideki ama bir solukta okudum. Bir fırtına öncesi hali var sanki ve bu hali bile oldukça güzel. Özellikle Ciri adına çok iyi bir genişleme kitabı. Özellikle diziyi izleyip oradaki pek çok kötü yanı Geralt'sızlıkla açıkladıktan sonra seride Geralt'sız olan her şeyin içi boş olur gibi geliyor fakat bu kitap Yen, Triss ve özellikle Ciri'nin aslında ne kadar derin olduklarını hatırlatıyor. Sonunun biraz daha sert olmasını bekliyordum fakat bana verilen daha yumuşak ve duygusal sondan da memnunum. İçten içe Yennefer'e karşı hala bir nefret beslesem de biraz olsun sempatimi kazanmaya başladı. Hala duygusuz ya da duygularından korkan ve bunun hıncını etrafındakilerden çıkaran bir karakter olarak görsem de hem Geralt hem de Ciri için niye bu kadar önemli bir karakter olduğunu, Yen bana ne kadar antipatik ve samimiyetsiz gelse de Geralt ve Ciri ile olan ilişkisinin

  by Lindsay C. Gibson, 2015, 01.06.2023 Sonunda bitti. Yine süreç içerisinde bok olmuş bir okuma tecrübesi oldu. Kitaba başlamadan önce zaten baya kötüydüm, okurken de tonla şey oldu ama en önemlisi kitap okumanın yeri yok oldu. E öyle olunca da baya uzadı ister istemez. E uzayınca da kitabı tam deneyim edemedim ama bu demek değil ki kitabı anlamadım.  Maalesef bu kitabı ben yıllar içerisinde çokça kez kendi kafamda kendi tecrübelerime binaen yazmıştım. Sadece yazmakla da sınırlandırılamaz, benim olduğum kişi olmam bu kitapta bahsedilen ve benim birinci elden yaşadığım şeylerden kaynaklı. Kitapta anlatılan her şeye hakim olmak en başta üzücü gelse de sonra bu tecrübeleri ne kadar iyi gözlemlediğimi ve bunlardan çıkarımlar yaptığımı göstermesi bakımından oldukça hoştu. Kitabı buna uygun okudum zaten. Bana verebileceklerini çoktan almıştım zaten sadece  kendi düşündüğüm şeylerin burada sağlamasını yapmış oldum. Belki aldığım dersler daha somut hale getirdiğim düşüncelerim olmuştur ama k

  by Gearbox Software, 2019, 23.06.2023 İyi bir oyun mu, iyi oyun. İyi bir Borderlands oyunu mu, meh. Bir şeyler anlamsızca eksik. Modernleşmeyi iyi başarmış ama kimliğini kaybetmiş gibi. Senaryo iyi ilerlemiş ama ikinci oyundaki kadar kişisel hissettirmiyor.  Borderlands serisi belki çok da bunu amaçlamadan alt alta iyi bir evren oluşturdu. Bunu ilk iki oyunda ana senaryoya çok yüklenmeden ışıkları çok hikayeye çekmeden yan şeylerle oynanışın ardına saklayarak falan yaptı. Bu sefer o önceki oyunlarda oluşturulan evren ana planda ana sürükleyici olmuş ama önde olmaya uygun bir şekilde değil yine yan öğe olmaya uygun yani aslında önceden olduğu gibi sunulmuş fakat ön planda olmayı yan ürün olmamayı bir şeyin arkasına saklanmamayı pek kaldıramamış. De Leon, onun çocukları, kültler falan bir şeyler varlar, önümdeler, önemliler ama çok uçucular.  Bilemiyorum kafam çok karışık oyuna karşı. Bir şeyler yerine oturmuyor ama tam olarak ne oturmuyor çözemiyorum. Önceki anlattıklarımdan daha çok

  by Zeki Demirkubuz, 2006, 1h43min Yeraltı'ndan daha iyi film ama bu adamın filmleri hep bir eksik yani en azından şu ana kadar izlediklerim hep öyle bir his verdi. Temalar iyi duygular iyi olaylar iyi ama iş ne zaman sunuşa geliyor bir şeyler saçmalıyor, karakterler sığlaşıyor duygu dünyası daralıyor. Karakterler gerçekliklerini kaybediyor ve araçlaşıyorlar. Neyin aracı olduklarını anlamakta oldukça güç çoğu zaman. Ne yönetmen, ne hikaye, ne olaylar da karakterlerin önüne geçemiyorlar hep karakterler ana planda olunca daha bir göze batıyor bu araçlaşma.  Kader beklemediğim derecede gerçek bir film. Her ne kadar karakterleri sığlaştırıp araçlaştırsa da genel çerçevede hep o hikayesini duyduğumuz hayırsız evlat hikayesini oldukça doğru bir bütün içinde oluşturuyor. Çerçeve ve hikaye o kadar iyi birleşiyor ki normalde kopukluk diye laf edeceğim zaman atlamaları burada hiç göze batmıyor aksine bilmem kimin oğlu ne yapmışlı başlaya gün muhabbetlerinde hikaye yıllar süren bir süreç içe

  by Ali Taner Baltacı, Cem Yılmaz Çok iyi lan ve tek bir taktikle tek bir trickle iyi bir film. İskender'e bağlanıyorsun bağlanıyorsun ve son anda kaybetmekten çok korkuyorsun. Bu çok kolay gibi gözükse de çok zor bir iş. Önce bir kere tek trickli olduğundan o patlarsa tüm film patlar sonra bir karaktere bu derecede izleyiciyi bağlayabilmek işi hiç kolay değil. Aslında genel eldekilere baktığında geri kalan karakterler ve yaşanan olayların çoğu oldukça yetersiz geliyorlar ama dedim ya tek bir hareket sadece İskender'e bağla ve tüm parçalar bir bütün olsun. Bir de sonu çok vurucu yapınca film gibi film.  İskender ölse çok üzülürdüm. Hayatına Maradona'dan başka iyi insan girmemiş, babasından malum sebeplerden dolayı bir hayır görememiş ve hatta hep küçümsenmiş, hayalinin peşinden gittiği için çoğunlukla hor görülmüş yetmezmiş gibi bu hayali karşısına hep bir aksilikler çıkartmış, yetmemiş tahminen ilk defa birine gerçekten aşık olmuş onda da dolandırılmış. O soyulduktan sonr

  by Ömer Faruk Sorak, 2h07min, 2004 İlk izlediğim kadar komik gelmiyor kesinlikle ama yapılan işe saygım daha da arttı orası kesin. Bu adam tek başına bir hanedanlık yarattı ya. Öyle ya da böyle Türkiye'nin kültür endüstrisinin önemli bir kısmında bu adamın bir erası var ve hala da devam ediyor. Çizer, yazar, söyler, çeker komedi var, dram var, oyunculuk var, bok püsür ne ararsan var herifte. Herhalde gavurlarda böyle bir adam olsa yedi düvelin haberi olur adamı altın küre sik sok ne varsa donatırlar bi de altından heykelini yaparlardı.  Bu filmde yarattığı hava çok garip geliyor bana. Bir parodi filmi gibi olmasına karşın standartları o kadar yüksek ki bir parodi filmi çukuru olan yüzeysellik ve laubalilik çukuruna düşemiyor. Aslında oldukça hor görülebilecek bir konseptten taş gibi film çıkarmayı başarabiliyor. Belki bir deneyim olarak çok matah değil, belki eskisi kadar komik gelmiyor ama bir izlence olarak çok iyi bir seviyede.  75 21.05.2023

  by Ömer Vargı, 1998, 1h14min Benim hala umudum var harbiden Yani özel olarak benim pek yok da bu film harbiden umut aşılıyor ya. Eski Türkiye, tanıdık simaların genç halleri, eski Bodrum, eski İstanbul, eski ve bozuk bile olsa şu ankinden daha gerçek olan duygular. Hiç derin bir film değil, filmin amacı benim filmden aldıklarım değil ama Zeitgeist öyle bir yapışmış ki üstüne ilk izlediğim zamanlarla filmin geçtiği zamanlar ve özellikle o zamanların bugün aradığım kısımları bir anda üstüme çöküveriyor. Film bir boka sarma hikayesi de olsa çok pozitif olduğundan hep pozitif şeylerle hatırlıyorum hep pozitif şeyler hatırlatıyor.  Küslükten barışmaya, düşmekten kalkmaya, monotonluktan dinamizme, kaçmaktan yüzleşmeye, ve aşksızlıktan aşka. Sürekli olarak bir şeyler kötüye gitse bile aslında sadece iyiye gidecek yer bırakması ve hep iyiye yönelmesi. Umut yani. Devam etmeye yakıt olan tek şey.  83 17.05.2023

  S01-B01 From Pole to Pole by Alastair Forhergill - Mark Linfield, 49min, 05.04.2006 Çok rahatlatıcı iş ya. Farklı hikayeler, güzel çekimler ve aslında anlatılacak değil tecrübe edilecek hisler. Geçişli sahnelerin güzelliği ve 2006 yılında bu kadar iyi yapılması da teknik olarak iyi kısımları.  87 17.04.2023 S01-B02 Mountains by Alastair Forhergill, 48min, 12.04.2006 Çok iyi olmakla beraber bunları değerlendirme noktası ne olmalı emin değilim. Deneyim olarak oldukça uyku getirici bir deneyim lakin doğru bağlamda bu oldukça pozitif bir durum. Ama ne kadar ne olsa daha bağlı bir narrative ararken buluyorum kendimi ama burası onun yeri değil kesinlikle. Rahatlatıcılık ve derin deneyim arasında kalıyorum hep. İkisi de ulaşması zor şeyler olmakla beraber ilki daha kişiye özel sanırım.  86 18.04.2023 S01-B03 Fresh Water by Alaistair Fothergill, 49min, 19.04.2006 Art arda izlemek biraz problemli, günde bir tane atsam bu sefer de takvimde ilerleyemiyorum diye üzülürüm, kessem ayıp olur yapıma

  by 2K Australia, Gearbox Software, 2014, 03.04.2023 Vertikal genişleme güzel fakat buna rağmen aşırı derecede yatay genişlemek bence saçma. Serinin en güzel son boss'u bu bence tabi bu oyuna kadar. Onun haricinde bu oyunu ne kadar unuttuğumu görmek aslında oyunu oldukça iyi anlatıyor. Kötü değil fakat olduğundan fazla davranmaya çalışıyor gibi ya da kendini kabul ettiremiyor gibi. Sonuçta ne yapıyorsa ikinci oyun kadar olamıyor ama ilk oyunu aştığı kesin. Sanırım olay pre-sequel olmakta yatıyor, yani sırayla değilde arayla gitmek hikayesi ön planda olmayan bu oyunda bir anda hikayeyi çok önemli bir noktaya koyuyor. Çünkü bir sequel değil bir devam değil bir şeyler anlatılmak için bir şeylerin akışı değiştiriliyor ve bir şeyler değiştiriliyorsa o hikaye anlatılmaya değer olmalı. Evet yaşana şeyler oyun evreni için oldukça önemli ama sunuş...meh. İkinci oyunun az yer çekimlisi olmak yerine daha hikaye ağırlıklı bir kimliğe bürünülebilirdi bu oyunda. Bir de hikayeyi aslında tek kara