Kayıtlar

Ağustos, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Seeking a Friend for the End of the World ✅ 97

Resim
  2012, by Lorene Scafaria Ya sen çok güzel bir şeysin ya. O kadar naif bir filmsin ki bazen anlayamıyorum nasıl bu duyguları ben hissedemiyorum, ben nasıl bu kadar naif olamıyorum diye. Çok basitsin o kadar basitsin ki çoğu insan bence seni anlamıyor. Belki sinema filmi olmana çok takılıyorlar, belki o naiflik ve basitlik artık kompleksleşmiş insanlara bir anlam ifade etmiyor. Belki de başarılı bir gişe yapmışsındır bilemiyorum ama gerekli ilgiye sahip olduğunu düşünmüyorum.  Çok güzel noktalara sahip olman mı desem, müzik seçimleri mi desem, birbirine çok yakışan iki tezat karakterin yaşananlara adaptasyonları mı desem sanki birbirine çok yakışan basit şeylerin birleşimi gibisin. Ne bir duygu ne bir diyalog ne de bir oyunculuğun aşırılaştığı ya da düştüğü an yok. Hep belirli ve kendi temasına uygun bir hızda ilerliyor ve çok yakışıyor üstüne. Benim duygusal boşluklara sahip olduğum bunca yapış yapış yorumdan sonra biraz malumun ilanı olacak sanırsam ve bir diğer malumun ilanı da film

Smite ❌

Resim
  2014, by Titan Forge Games Smite'ı daha önce de birkaç defa denemiştim. Bence pek çok açıdan başarılı bir oyun. Diğer MOBA'lardan gerçekten farklı hissettiren (3rd person moba), gerçekten güzel bir temaya sahip (tanrılar ve mitoloji), gerçekten oynamayı ve yapmayı seven iki tarafın aşkının bir meyvesi gibi. 3. şahıs kamera açısı farklı hatta ilk başlarda biraz alışması zor olabilecek fakat oyunun genel mekaniklerine en uyumlu tercih olduğunu kolay idrak edebileceğiniz bir seçim. MOBA oynayan ya da bir ara oynamış herkesin bildiği oyun modları bile bu kamera açısı ile farklı hissettiriyor. Oynanış açısından da en göze çarpan şey çok fazla yetenek odaklı bir oyun olduğu. Burada yetenek derken kişinin ne kadar iyi oynadığı değil de daha çok karakterlerin yetenek setlerine daha bağlı ve oyuncudan hep bir yetenek kullanmasını isteyen bir oyun yapısı daha göze çarpıyor.  Fakat gene aynı sebeplerden öğrenmesi değil ama alışması biraz zor bir oyun. Yani ben ne kadar oynadım da böyle

Bıçağın Ucu (Aynanın İçindekiler - 1) ✅ 70

Resim
  1973, by Attilâ İlhan Sanırsam sonuyla başlamak daha iyi olacak kitap iyi kötü açtığı pek çok yarayı kapatmayı başarıyor. Devrim yarası, aşk yarası, kişilik yarası vesayire pek çok, anlatının temelini oluşturan şeye bir son veriliyor. Hikaye boyunca ilgi çekici olan diğer şeylere de anladığım kadarıyla diğer kitaplarda başka karakterler ile devam ediyor. Sonun iyi biten kısmı aslında anlatının hem ön hem arka planını oluşturan devrim (daha doğrusu darbe ama karakterlerin durduğu yer açısıyla devrim demek daha uygun olur sanırsam) temasıyla alakalı. Attila İlhan bu tip konularda hep düşüncesini belirtmek isteyen çoğu zaman lafını sakınmayan da bir yazar olarak kimi zaman doğru kimi zaman yanlış (akışa uygunluk açısında) kitabın büyük bir kısmını bu siyasal görüşler kısmına ayırıyor. devrim dediysem aslında sağ-sol kavgasının kitabın dünyasındaki ve karekterlerdeki etkisi. Kitabın sonunda en beğendiğim şey bu temanın kitabın içinde hep yardımcı oyuncu gibi olmasına, karakterlerimiz Sua