12 Mart: İhtilalin Pençesinde Demokrasi ✅ 85


S01-B01 Sancı
by Bülent Çaplı - Can Dündar - Mehmet Ali Birand, 43.min, 03.04.1994

Eski ihtilalciler çok fena ya. Bu ülke o günlerden öyle ya da böyle çıktıysa bu günlerden de çıkar gibi gelse de sanki bu gün o günlerden bile daha kötüymüş gibi daha doğrusu umutsuzmuş gibi. En azından İsmet Paşa vardı o zamanlar. Şimdi ülkenin her kesiminin saygı duyduğu en azından dik omurgalı olduğu kesin olan kim var. 


82
14.06.2023



S01-B02 Albay
by Bülent Çaplı - Can Dündar - Mehmet Ali Birand, 40min, 10.04.1994


Gömleği bir kere yanlış ilikleyince geri dönülmüyor işte. Bu albay cuntası ne anlam ifade ediyor, hangi katı sebeplerle bu işe kalkışıyor anlamak çok güç. 


84
14.06.2023


S01-B03 İsyan
by Bülent Çaplı - Can Dündar - Mehmet Ali Birand, 34min, 17.04.1994


Paşam be taşşaktan yürüyemiyor. İsmet Paşa Atamdan daha fazla çalışmış bu ülke için. Atam çok öenmli bir kurtuluş ve kuruluşun ilk adamı belki tek adamı ama İsmet Paşa kadar uzun yaşayamadı maalesef. Paşaysa tüm bu süreçlerde önce ikinci adam sonra demokrasinin en önemli aktörüydü. Çok uzun yıllar her türlü badire ile uğraştı bir kere bile kaçmadı. Ülkeye gelince... önce de yazdım gömlek yanlış iliklenince son düğme bir yerde patlayacak. 

Geçmişin bilgileri ile bu günlere bakmaktan kendimi alamıyorum ve hep tekerrürden ibaret tarihin bu sefer cereyan etmeyeceğini seziyorum. Sanki artık bazı değerleri o zamanlardaki kadar katı savunacak kişiler ve kurumlar yok artık. Buna karşın öteki taraftaki değerlerin sahipleri her şeyi yapabilecek kapasitedeler gibi. Kaybetmişlik hissi umudumu kırıyor fakat artık beni üzmüyor. Bu bir kabulleniş mi yoksa vazgeçiş mi yoksa hiçbir şeyin daha kötü olamayacağına dair garip bir güven mi emin değilim. Belki o dönemin öğretileri gerçekten ülkeye işlemiştir de hiçbir şey bir daha o dönemlerdeki kadar karanlık olmayacaktır. Evet bu günlerde oldukça karanlık fakat öyle ya da böyle hala bir şeylerin varlığı hissediliyor gibi. Görülmüyor ama hissediliyor. 


86
16.06.2023


S01-B04 Baskın
by Bülent Çaplı - Can Dündar - Mehmet Ali Birand, 46min, 24.04.1994 


Zinde Kuvvetler, Tepeden İnmeciler, Talat Aydemirler çok boş bir ihtilalin hayaline kapılmış. Hele bir de ellerine gerçekten ihtilal yapma şansı geçmiş ona rağmen yapamamış. Ali Koç'un fener başkanlığı gibi bir ihtilal hikayesi. Gerekli kaynakları var belki fakat iş karar vermeye gelince dünyanın en duygusal ve mantıksız adamı. Hala da 3. darbe falan planlıyor ya senin ilk darbende ilk imzacıların kaçmış daha onları tutmayı başaramamışsın nasıl olacak 2-3-4 daha kaç darbe yapabilirsin ki. Paşa sana 1 şans vermiş nasıl ikinci bir şansın olacağını düşünürsün anlamlandırması çok güç cidden.


84
16.06.2023


S01-B05 Demir-El
by Bülent Çaplı - Can Dündar - Mehmet Ali Birand, 39min, 01.05.1994


En büyük kazanç en büyük kayıp. Ya bu adam çok büyük bir adam ya. Karşısında artık genç bir cumhuriyet devri görünce evet vakti geldi deyip önce kendi düşmanını sonra veliahtını oluşturmuş. Çok büyük badireler atlatmış inanılmaz bir adam. Hem osmanlının sonu hem kurtuluş hem cumhuriyet çok zor ve en zor dönemlerin tek adamı. Cumhuriyet tarihinde en zor anda herkesin kafasını çevirdiği tek adam yani inanılmaz bir adam.


85
17.06.2023


S01-B06 Sağ - Sol
by Bülent Çaplı - Can Dündar - Mehmet Ali Birand, 41min, 08.05.1994


PArdon bir önceki bölüm yanlış yazmışım. İnönü aslında Ecevit'i pek istemiyormuş belki bir koruma, belki bir yetersiz görme iç güdüsüyle çok genç bulmuş. Bir de son yenilgide ortanın solu lafına yenik düşünce onu hatırlatacak bir ismi de rahatsız edici bulmuş olabilir. Şort konusunun günümüz Türkiye'sinde hala güncel oluşu da ayrıca garip. Bu ülkedeki gerici kesimin hiç eksilmemesi daha da garip. Her iki belgeselde de bunun dış mihraklarla ilişkisi kısmı es geçiliyor bence. Evet dipten gelen bir gerici grup hep var ama bu kadar uzun süreli ve sürekli boyutlarını arttırarak devam etmiş olmaları gücün sadece dipten değil başka yerlerden de geldiğini bana düşündürtüyor. Sonra kendi dedelerime nenelerime bakıyorum ve bu ülkede bu çok normal demekten kendimi alamıyorum. 


84
17.06.2023


S01-B07 Başkaldırı
by Bülent Çaplı - Can Dündar - Mehmet Ali Birand, 44min, 15.05.1994


Bu cuntalar bugünlerde nerede. Tonla mevzu oluyor bizim cuntalar anca tiyatro oynatabiliyor. Bu ne kadar bitmiş ve güçsüzleşmiş bir askeri güç anlamıyorum. Türkiye'nin her anında hep bir rolleri varken şu an en sahnede olmaları gerekirken en rolsüz oldukları an herhalde. Siyasete hangi tarafta olursa olsun helal olsun böyle bir cumhuriyet baş rolünü, demokrasi kötü karakterini son 5 - 6 yılda yaşam belirtileri göstermekten bile aciz sadece adı arada bir anılan bir araç haline getirmek çok  büyük iş, çok büyük hamle. Hamlenin iyiliği kötülüğü değil burada hamlenin siyaseten değeri ve büyüklüğü önemli. Bunca yılların ihtilalci ordusu yeni konjonktürde bir yer sahibi bile değil artık ve bir daha da o eski günlerine kavuşabilir mi muamma. 


82
17.06.2023




S01-B08 Cunta
by Bülent Çaplı - Can Dündar - Mehmet Ali Birand, 53min, 29.05.1994

İktidar olmak, güç sahibi olmak bu kadar önemli bir şey mi gerçekten? Öyle yoğun ve büyük bir his mi insanlık tarihinin her kısmında uğruna bu kadar uğraşılacak? Askeri kalkışmanın iki yüzü var bazı değerler için eğer darbe olmazsa yavaş yavaş o değerlerin yok olacağını biliyorsun ve ondan sebep bir harekete girişiyorsun gibi gözüküyor ama darbe yaptığında öyle uzun bir kaosun içine sürüklüyorsun ki bırak korumaya çalıştığın değerlerin yok olmasını tüm değerlerin yok olmasına olanak sağlayan bir karmaşanın içine giriyorsun. Harekete geçmek ya da geçmemek her iki şekilde de bir şeylerin yok olduğu kesin sadece. Ne olursa olsun bitmeyecek bir savaş. İsimleri, değerleri, tarihleri değişse de hep aynı savaş. Sahip olunamayanın, anlaşılamayanın, kabul edilmeyenin savaşı.


80
20.06.2023


S01-B09 Muhtıra
by Bülent Çaplı - Can Dündar - Mehmet Ali Birand, 50min, 05.06.1994


#Gürler yemiş herkesi

Bizim ülke aydınlanma, sanayi devrimi, fransız devrimi gibi şeyleri yaşamadığından Cumhuriyet sancıları ekstra güçlü yaşanmış, hala da yaşıyor ve yaşamaya da devam edecek. Demokrasinin hakim olduğu hangi ülke bu kadar uzun ve sürekli sancı yaşamıştır bilmiyorum ve kendimi yarını düşünmekten alıkoyamıyorum. Bu ülkenin hikayesi gelecekte nasıl gözüküyor merak etmekten kendimi alamıyor ve en çok da buna gerilmekten nefret ediyorum. 


82
20.06.2023


S01-B10 Rövanş
by Bülent Çaplı - Can Dündar - Mehmet Ali Birand, 1h15min, 12.06.1994

# Ah Estahblishment vah estahblishment

Ne tarih be abicim. Önce küçük şeyler. Süleyman Demirel hayvan gibi iyi siyasetçiymiş taşıdığı değerlerden bali. Siyaset oyununu bu kadar güçlü oyuncuların arasında onca sene en iyi şekilde oynamak büyük iş. CHP'nin o zamanki atıllığı ile bu zamanki atıllığı tıpatıp aynı. Ülkede koca koca şeyler oluyor CHP 80 yaşındaki İnönü'nün bir tepki vermesini bekliyor. Biraz daha zorlasalar Atam neden bişey yapmıyorsun diye Anıtkabir'e gidecekler. Ve bana göre meşru olan 60 Darbesinin açtığı kapıdan geçen faşist 80 Darbesi. 60'lar öyle bir kapı açtı ki gerçekten artık cumhuriyet kisvesi altında herkes istediği şeyi dikte edebilir hale geldi yani bizim meşru darbe her darbede olduğu gibi gayrimeşru işlerin önünü açtı. Gömleği yanlış iliklersen diye dedik. Meşruluk safsatası bir yana yine her darbede olduğu gibi olan ülkenin aydınlarına, aydınlaşacaklarına ve suçsuzlarına oldu. Ve suçlular... sol sağ ayırmaksızın yapılanların hepsi benim gözümde herhangi bir terör eyleminden farksız. İster adı o olsun ister adı bu olsun ister o kesimden ister bu kesimden şiddet her değerin önüne geçiyor. Ortam faşist, taraflar aşırı ve silahlı her şey şiddete itiyor, şiddet tek çıkış yolu gibi gözüküyor ama hiçbir şey bu yapılanları meşru kılmıyor. Aynı şekilde idamları meşru kılmadığı gibi. 

Menderes suçluydu. Ülkeyi popülist bir meşruiyetle gericiliğe götürüyordu ama idamı haksızdı ve her şeyden öte yanlıştı çünkü onu kahramanlaştırdı. Aynısı hiç aynı tarafta olmasalar bile Deniz Gezmiş'in de kaderi oldu. O da suçluydu, yaptıkları ve onun etrafındakilerin yaptıkları aynı devletin ve askerin yaptıkları kadar gayrimeşruydu ama asıldı kahraman oldu. Herhalde asılıp kahraman olmayan bir tek Talat Aydemir oldu o da kendi inadının kurbanı oldu. Bu durumlardan karlı çıkanlarsa hep görmediklerimiz, yabancılar, derinler, ayrıştırıcılar ve bir şeyleri dikta etmek isteyenler oldu. 

En çok kaybedenlerse gelecektekiler oldu, gerçekleşmemiş bir rüyanın hayalleri ile umutlanan ama her gün o rüyadan uzaklaşmanın gerçekliği altında ezilmiş gelecektekiler. Belli ki bizim bu döngüden çıkışımız yok, tarihsel olarak baktığımızda da hiç olmamış. Biz hep kendi bildiğimize sıkı sıkıya bağlanmışız. Bu tarihte onlarca devlet kurmakla vuku bulmuş bu gün tonlarca örgüt, taraf, kutup ve parti ile devam etmekte. Birbirini dinlemeye açık olmayan bir topluluk olarak hep kendi hürriyetimizin sevdasına kapılmaktan kendi özgürlük düşüncemizi empoze etmekten hiçbir kesimin tam anlamıyla hür olmadığı aksine var bile olamadığı hatta özgürlüğü bırak sıradan insanlar bile olmayı başaramamış bir millet. Millet demeye bin şahit. İnsanın sadece insan olduğu ülkelerde bu yüzden asla tam hissedemeyecek bir millet. Bu yüzden hiçbir kaba sığmayan, hiçbir kapıdan geçemeyen, hiç huzuru bulamayan bir millet. Hem dünyanın en çok da kendinin canını sıkmak için yoğrulmuş mükemmel bir topluluk, bir anti toplum bir anti millet. Belki de dünyanın en farklı kimliğine sahip topluluğu ki bu öyle bir topluluk ki kendi adı üzerinde bile bir karara varamıyor. Mensubu olmak garip bir his. 


96
20.06.2023





Genel




85
20.06.2023

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Magicka ❌

Golden Compass ✅ 78

Hangover ✅ 64