Kürk Mantolu Madonna ✅ 61

 by Sabahattin Ali, 1943, 28.04.2024

# "+Berlin'de yalnızsın değil mi?
-Ne gibi?
+Yani... Yalnız işte... Kimsesiz... Ruhen yalnız... Nasıl söyleyeyim öyle bir haliniz var ki.
- Anlıyorum, anlıyorum. Tamamen yalnızım ama Berlin'de değil bütün dünyada yalnızım, küçükten beri. 
+ Ben de yalnızım... Boğulacak kadar yalnızım... Hasta bir köpek kadar yalnızım."

# " Bu insanlar dünyada nasıl yaşamak lazımsa öyle yaşıyorlar, vazifelerini yapıyorlar hayata bir şey ilave ediyorlardı. Ben neydim? Ruhum bir ağaç kurdu gibi beni kemirmekten başka ne yapıyordu? Şu ağaçlar, onların dalları ve eteklerini örten karlar, şu ahşap bina, şu gramofon, şu göl ve üzerindeki buz tabakası ve nihayet bu çeşit çeşit insanlar hayatın kendilerine verdiği bir işi yapmakla meşguldüler. Her hareketlerinin bir manası vardı, ilk bakışta göze görünmeyen bir manası. Ben ise dingilinden fırlayarak boşta yuvarlanan bir araba tekerleği gibi sallanıyor ve bu halimden kendime imtiyazlar çıkarmaya çalışıyordum. Muhakkak ki dünyanın en lüzumsuz adamıydım. Hayat beni kaybetmekle hiçbir şey ziyan etmeyecekti. Hiç kimsenin benden bir şey beklediği ve benim hiç kimseden bir şey beklediğim yoktu."


İnsan çok sevdiği, aşık olduğu, bu dünyada tek eşi gördüğü kadından mektuplar kesilince ne oldu acaba diye aramaya gitmez mi, diyar diyar gezmez mi? Sadece bu bile kitabı bitirmeye yetmiş bence. Zaten çoğunlukla başvurduğu bir duygu veya bir his açıklama kısımlarına hem çok tekrar hem de hormonlu  hormonlu yaşamasıyla kendi seviyesini baya bir aşağıya çekiyordu ama bu kolay vazgeçişle beraber kendi yazdıklarına da uymayan bir tutarsız bir kitap haline gelmiş. Yalnızlığa dair oldukça gerçek ve öz yazmasına karşın beraber olmayı, aşkı ve sevgiyi anlatmada hayranlık ve tapmaya dönüşen bir yanlışlık yapmış. 

Bunlara ek olarak öz bir kitap olması gerekirken çok uzamış bir kitap hissini bana geçiriyor. Olacağı ya da olmak istediği şeyden farklı kaygılar sebebiyle uzatılmış, değişmiş o da yetmez gibi bu sefer de çok uzadı dercesine çok keskin bitirilmiş. Haliyle olmadığı bir şeyi anlatan her kitap kadar eğreti olmuş. 

Eksikleri bunlarla da sınırlı değil. Kadın yazan erkeklerin aşırılıklarına çok kaptırmış kendini mesela. O baştaki fakir genç yani bu defteri okuyan adam bile çok daha dolu ve doğru yazılmışken kitaba adını veren, ikinci başrol olan kürk mantolu Maria Puder hem yazanın yazdığı şeye olan sisli görüşü hem de karakterin sisli bir karakter olması çabasıyla anlaşılmaz ve var olamamış bir karaktere dönüşmüş. Bu böyle kadınlar yoktur gibi bir var olamama değil kitap içinde karaktere tayin edilebilecek elle tutulur bir kimlik oluşmamasıyla alakalı var olamama durumu. E böyle çok önemli bir karakteri oluşturamayınca da kitabın kurulu olduğu temel pek sağlam olmuyor. Sönük bir kitap olarak kaldı benim adıma.



61
11.05.2024

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Magicka ❌

Golden Compass ✅ 78

Hangover ✅ 64