Açıklamalı Düzülke ✅ 62

Boyut fiziği, boyutlar arası geçişler ve buna benzer boyut fenomenleri hep ilgimi çekmiştir. İlgimi çekmesinin yanı sıra hayatımda kullandığım pek çok görüşünde bir parçasıdır. Hayat felsefenizde yere sahip olan, dini görüşlerinizde etkisi olan ve belki de en önemlisi sizi meraklandıran bir konunun üzerine bir şeyler okumak çok güzel bir his. Ama sorulacak bir soru ile "Bunun hakkında bir şeyler okumak mı daha güzel bir his yoksa bunun hakkında bir şeyler öğrenmek mi daha güzel bir his?"

Aslında buna vereceğiniz cevap hayatınızı şekillendirmede önemli bir yere sahip. Şöyle bir örnek ile anlatırsak Film izlemeyi seven biri film yapmayı da sevmek zorunda değildir. Yani bir konuyu sevmeniz ona yönelmenizi, onu hayatınızın merkezine almanızı gerektirmez. Peki bunun bu kitap ile ne ilgisi var derseniz. Boyutlar üzerine bir hikayeden zevk almanız boyutlar üzerinde yapılmış bilimsel çalışmaları da seveceğiniz anlamına gelmez. Tabi ki boyutlar üzerine hikayeden zevk alan birinin rastgele seçeceğimiz birine nazaran bu çalışmaya olan ilgisinin daha fazla olmasını bekleriz. Fakat insanlar farklı bir konu üzerine yazılmış bir fantazi kitabından zevk almayı, bilimsel bir çalışmadan daha öne koyabilir.

Benimde bu kitapla olan sorunum biraz bu oldu. Düzülke gerçekten merakla okuduğum, ilgimi çeken bir yapıttı. Farklı ve benim yukarıda anlattığım gibi, bir şekilde üzerine düşündüğüm, fikir ürettiğim bir tema üzerine kurulmuş olması en başta ilgimi çeken kısımdı. Bunun üzerine Abbott öğretmenlik yeteneklerini de ekleyerek bir Victoria dönemi eleştirisi ve birçok bilim insanının boyutlar üzerine düşünmesini tetikleyecek bir eser ortaya koyarak benden yüksek bir puan aldı. Fakat bu yüksek puan sadece Edwin A. Abbott için geçerli çünkü bu kitapta bir de Ian Stewart var.

Burada çıkıp Ian Stewart kimdir diye uzun uzun anlatmayacağım ama kitabın adındaki açıklamalı kısmı hazırlayan adam diyebiliriz kısaca. Eminim kendisi de bu öyküyü ilk okuduğundan benim gibi çok beğenmiş bir kişi fakat zihinlerimiz biraz farklı yönlerde evrilmiş. O kitabı daha bilimsel olarak ele alırken ben daha edebi ve düşünsel olarak ele aldım. Ve bu düşünsel farklılık kitabın notlar kısmını okumaya başlayınca daha belirgin bir hal alıyor. Notlar kısmı kitaptaki göndermeleri açıklayan, bazı alt ve yan bilgiler veren uzun bir kısım. Genel deneyim içerisine yerleştirdiğimizde bu kısım öyküden sonra temponuzu o kadar hızlı bir şekilde düşürüyor ki sıkılmamak elde değil. Bir ileri bir geri giderken bir yerden sonra alışıyorsunuz tempoya ama notlar benim kitaptan hiç beklemediğim bir matematik bilgisi akıtmaya başlıyor okura. Burada sözelci, sayısalcı muhabbeti yapmak istemem fakat matematik sevmeme rağmen çok tahammül edebildiğim bir konu değil maalesef. Notlar kısmında verilen bu bilgilerden memnunum açıkçası fakat alttan alta sıkmıyor da değil.

Bunun bir üstü ise notlar kısmından sonra. Ian Stewart bir yerden sonra kendini öyle bir kaptırıyor ki okura dördüncü boyut ve boyut matematiği üzerine ders vermeye başlıyor. Ders vermek kesinlikle bu kitaptan beklediğim bir şey değildi. Ben sadece güzel bir hikaye okumaya gelmiştim neden şimdi matematik dersine başlamıştık ki. Kitabın o kısmına tahammül edemediğimden bir yerden sonra okumadığımı belirtmeliyim.

Tüm bunları toplayıp bir sonuca varmak gerekirse. Ana ürün Düzülke gerçekten çok merak uyandıran, düşündüren başarılı bir yapım. Hikaye ile geçirdiğim zamandan çok memnun kaldım fakat aynı şey eklenen kısımlar için pek geçerli değil. Daha öncede notları olan kitaplar okudum ama buradakiler ya konu ile çok alakasız ya da çok belli olan şeyler üzerineydi. Bir matematik dersi vermesi ve temposunun aşırı düşmesi de deneyimimi ekstradan kötü etkileyen şeylerdi benim açımdan.


62

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Magicka ❌

Golden Compass ✅ 78

Hangover ✅ 64