Kayıtlar

Penguin's Memory: A Tale of Happiness ✅ 66

Resim
1985,  by   Shinji   Kimura Tamam belki biraz fazla ucuz ama ucuz da olsa duygusal be abi. Böyle o içinden sökemediğin karanlıklara bu kadar ucuz bir enstrümanla ulaşmak gerçekten bir başarıdır bence. Tamam eksikleri var, öyle bilinmedik bir şey de anlatmıyor ve senaryo daha doğrusu olay örgüsü olarak ucuz oğlu ucuz ama bir şey var. Böyle derinden  derinden  hissedilen hafif ama yoğun tanıdık bir şey.   Delta savaşından dönen penguenimizin savaş sonrası travmalarını atlatması için yola çıkması ve bu yolculukta yeni bir hayata başlaması şeklinde bir  hikaye . Herhalde binlerce kez üzerine film ya da bir fikir işi yapılmış bir tema. Tek farklılık burada karakterlerin penguen olması. Gerçekten anlam da veremiyorum penguen tercihine pek ama o dönemde yapılan bu seçim internet çağı için inanılmaz bir  reklamabilite  sağlayan bir şeye dönüşmüş. Meme. Filmle alakalı en güzel şey bu çocuksu havaya çok  absürd  kaçan bir ana karakter ve ağır temalar anlatması sanırsam. Zaman ve mek

Av Mevsimi ✅ 69

Resim
2010, by Yavuz Turgul Ne iyi ne kötü bir film. Aslında iyi olmaya daha bir yakın fakat kendi kendini geriye çeken bazı şeylere sahip olduğu aşikar. İlkin sahnelerin arasındaki kopukluklar beni dışarı itiyor, kendimi filme tam konsantre ve içinde hissetmeme engel oluyor. Ama bir an bile ilginçliğini yitirmiyor. Bu kriminal temalı şeylerin hep barındırdığı bir özellik. İzlemek sıkıcı bşr eylem olmadı asla, sonunu merakla bekledim ve genel senaryo akışı olarak beğendim. Sanki bir dizinin iyi bir bölümü gibiydi, bu hem polisiye temasının genel alışılmışlığıyla alakalı hem de günlük hayatın iyi kötü bir parçasıyla alakalı olması ayrıca iyi yazılmış olmasıyla alakalı. Belki içinde hissettirmiyor ve tam olarak içine çekemiyor fakat olayı iyi anlatıyor. Burada bir fire daha işin içine giriyor duyguları vermekte aksıyor. Bu eksiklik, film kendini ve karakterleri ne kadar iyi anlatsa da duygusal bir bağlanmayı zor kılıyor ve karakterleri kabullenmek biraz zorlaşıyor. Dizi benzetmesini s

Nausicaä aus dem Tal der Winde ✅ 100

Resim
Şimdi ne yazayım ben. Ne diyeyim de deneyimimi tanımlayayım. Hayır en başta nasıl (amacı unutmamak için yazan bir adam olarak) unutabilirim ki bu deneyimi tekrar hatırlamak ihtiyacı hissedeyim(hastalık kaza bela hariç tabi). Yani o kadar kaliteli büyüdü ki manga aklım almıyor. 7 kitapta nereden nereye geldik. Gözümde zaten filmiyle aşık olduğum bir yapıttan öyle bir üzerine koydu öyle büyüdü ki ben bu esere aşık olabilecek kadar yetkin değilim ben bu tanrısal parlamaya bakabilecek gözlere sahip değilim. Ben bu kitaba ancak tapabilirim. Desem ki şunu beğenmedim kendi kafama vurur ne haddine ulan köpek derim. Yani film iyi ki buradaki her şeyi anlatmamış ki zaten anlatamazmış da böyle bir deneyime kapı açtı o da bir kenarda dursun.  Yani bir kitabın bu kadar içeriği içinde barındırması bazen korkutucu geliyor. Bu arada içerik derken ne kadar ayrıntılı gibi şeklinde değil daha abstrakt ve soyut pek çok şeyin dokunması anlamında, duygusal manada çok yoğun ve derin bir içerik. Hem

Skyrim ✅ 54

Resim
Ve benim nöbetim biter. Demek yıllardır ağızlardan düşmek bilmeyen, dünyanın en mükemmel açık dünya oyunu gibi görülen (en azından bir dönem) buymuş. Ama ben bir şey söylemek istiyorum. Maalesef bu oyun o kadar da iyi bir oyun değil. Hatta bırak o kadarı iyi bir oyun değil. Bu oyun olsa olsa tek bir şey olabilir, bir sıfat, "çok". Oyun sadece birşeylerin fazla fazla olmasıyla çarkını döndüren ve akıllara kazınmış bir halde. Hikayesi ilgi çekici değil, yan hikayelerin büyük çoğunluğu çok kötü çok az bir kısmı ana hikayeden de iyi, level dizaynları sıkıcı ve tembel, oyunun her şeyi ama her şeyi ilk 30 saatten sonra hatta belki daha da önce aşırı bir şekilde tekrara düşmeye başlıyor buna bahsettiğin ve bahsetmediğim dizaynlardan, mekaniklere, hikayelerden, diyaloglara başından sonuna her ama her küçük ve büyük parçasında aşırı şekilde tekrar var ve bu oyunu banal, sıkıcı iğrenç bir 5 slaytlık gösterinin  200 saat baştan başlayıp aynı şeyleri göstermesi gibi etki ediyor. Sa

Dawn Of The Dead ✅ 53

Resim
Ayıptır söylemesi bu neydi şimdi. Yani eski film falan da bu nedir abi. Yani aşırı kopuk olmasına mı laf edeyim yoksa duygu spektrumunda her şeyi denedikleri için saygı mı duyayım, yoksa ucuz bir AVM reklamı gibi mi davranayım. Normalde olsa duvardan duvar vururdum ama her ne kadar kötü çok fazla şey olsa da birkaç şeyi iyi yaptığı için çok da kızamıyorum. Bir kere iyi kötü bir senaryo arka planı olarak televizyon yayınlarını kullanmaları aşırı hoşuma gitti. Zombi nedir, dünya bundan sonra böyle, vesaire gibi konuları televizyondan tartışma programı gibi anlatması çok üst düzey bir hareket bence. Ayrıca hem televizyonla hem de ilk sahnelerle yok olan toplum ve normlar ile birlikte insanların da ne kadar uçlaşabileceğini, delirebileceğini anlatması daha doğrusu bunu anlatmak için zaman ayırması çok hoşuma gitti. Duygu spektrumu muhabbeti de film boyunca olabilecek her türlü fırsatta karakterlere farklı duygu çerçevelerinde anlatmaya çalışması. Bu da belki diğerleri kadar olmasa da

Toy Story ✅ 77

Resim
Ben bu filmi daha uzun sanyordum. Şimdi içinde bulunduğum yıl ve durum özelinde (yaşlandım ulan) çok önemli bir filmmiş gibi gelmedi bana. Daha önce izlediysem de hatırlamadığı için bir nostalji esansı da yok ortada. Haliyle biraz saf bir şekilde izledim diyebilirim. Şöyle bir iki adım kenara atıp filme baktığımda ilk gördüğüm şey hem mesaj hem de hayal gücü ittirme açısından çocuklar için ne kadar büyük bir etkisi olduğu. Düşünsene küçük bir çocuksun ve oyuncaklarının yaşadığını gösteren bir şey izliyorsun. Sonrasında gelebilecek çılgınlıkları tahmin edemiyorum. Ama şu anda yaşayan ve 21 yaşında olan ben için bu hayal dünyasının kapılarını açacak o doping etkisi pek yok. Yapılan tercihi yaratıcı ve başarılı bulmaktan pek öteye gidemiyorum. Yani filme duygusal bir bağ katamıyorum. İyi ve tamamlanmış bir film ve lakin benim kitabımda yukarılara oynayabilecek bir şeyler barındırmıyor. Temelde hiçbir açıdan kötü değil hatta kimi açılardan iyi ve üzeri. Fakat o onu özel kılan dokunu

Watchmen ✅ 85

Resim
Çizgi romanlarla pek haşır neşir değilim. Her ne kadar farklı bir medyum gibi olsalar da o temellerindeki kitap yani yazılı basın kısmı hep ama hep bende daha ağır basıyor. Aslında bu pek çok okuyucusu için de böyledir zannımca ama çizgi romanları okumak farklı bir stil gerektirir hep. O kelimelerin canlandığı aklınızda bir yansıma yarattığı şeyler sizin değil zaten çizer tarafından belirlenmiş bir haliyle karşınızdadır. Şimdi durum böyle olunca beynim zaten Watchmen'i okurken kendi hayal gücü ile yansıtamamanın hep bir burukluğunu yaşadı. Ayrıca çoğu zaman çizimlere daha fazla zaman ayırmak gerekirken sanki hep yüksek hızlı trende dışarıya bakmak gibi cereyan etti. Bu da içimde hep bir ulan yanlış mı okuyorum sorusuyla beni rahatsız etti. Bunlar deneyim benden kaynaklı negatifleri olarak göz önüne serilebilir. Ürüne geçersek bu sadece bir çizgi roman veya bir kurgulanmış yazı değil. Bu tek bir konuya ya da temaya basan bir şey de değil. Bu ilk bakışta belki fark edilmeyece