Kayıtlar

Koyaanisqatsi ✅ 100

Resim
1982, by Godfrey Reggio, 1h26m,    Bunun mu aurası yok şimdi. Bu mu insanı içinde kaybettirmiyor. Bu mu geçmişe, yaşananlara, yaşadıklarına dair bir şey anlatmıyor. Bu mu kaosu düzen, düzeni kaos göstermiyor.  İzlemek için bu kadar beklediğime mutlu olduğum tek tük işten biri olabilir. Daha fazla bekletmediğim için de ayrı bir mutluyum. Öyle bir beklenti oluşturmuştum ki içimde onu karşıladığını hatta onun da üzerinde olduğunu görmek filmi bambaşka bir hale soktu. Beklentilerden yoksun olarak bile insanı bir yerden alıp başka bir yere bırakması onu zaten ayrı bir şey yapıyor. İnsanlığın kötü karakter olduğunu öyle bir vuruyor ki yüze, insanlara duyduğum hali hazırdaki nefretimi daha da bir körüklüyor. Öyle tezat yaratıkları ki nasıl bu kadar ayrışmada birleşimci bir terim olmuşuz anlamıyorum. İlkel tarafımız da, medeni tarafımız da o kadar kaotik ki şaşırmamak çok zor. Kendimizle alakası olmayan bir noktada öyle saçma sapan şeylere yaşam diyoruz ve öyle saçma şeyleri bir yaşam çatısı a

Half-Life: Opposing Force ✅ 78

Resim
1999, by Gearbox Software, 10h35min, 10.10.2021 İlk oyundan daha iyi ve daha dengeliydi. Tabi bu sefer oyunu zorda oynamamın da büyük etkisi vardı. (bu vesileyle ilk oyunu kolayda oynamak gibi ne kadar büyük bir haksızlık ettiğimi de anlamış bulunmaktayım. oyunun eskiliği ve hızlı hızlı bitirme isteği beni bu yola itmişti ama çok çok büyük bir kayıp yarattığını anlamış oldum.) Oyun ve tahminen serinin diğer tüm oyunları zorda oynayınca oyunmuş. Bu konuda ilk oyundan özür diliyorum. Zor olduğunu ve zor olacağını bilerek oynamak bambaşka bir perspektif katıyor. Bunny hop yapa yapa değil shift'e ctrl'ye basa basa, oyunun ve ortamın içine gire gire, en optimumu araya araya ve çok fazla save ala ala oynattırıyor. Bu da içine girmeyi daha kolay kendini oyun içinde kaybetmeyi daha akıcı yapıyor. Bunu kolaylaştıran bir diğer şey de Sheppard'ın Freeman'a göre daha gerçekçi temellere sahip olması. Gordon bir bilim adamına göre anlamsız iyi bir şekilde hayatta kalıyor ve bu da hik

Reception ✅ 97

Resim
  2017, by Joe Gillette, 22min Bu filmi ilk gördüğüm zamandan bu yana 20 defa falan izledim sanırım. Anlamsızca çok beğeniyorum bu filmi. Diyalogların realismi ve akışkanlığı, aradaki duraklamaları, "awkward silence"ları, etrafı incelemeleri, bazen konuşmuş olmak için konuşmaları bazen de çok konuşmak isteyip konuşamamaları, vesaire. Tüm bunlar yazılı, planlı bir kurgu olmasına çok samimi ve çok gerçekçi. Bunu geçirmede yazılı, planlı kısım kadar oyuncuların etkisi de oldukça pozitif etkilemiş. İçindeki plan kadar doğaçlamaya dair bir özgürlük bırakıldığı baya seziliyor ve bu da filmi daha bir farklı taşıyor. Ama asıl özel yapan şeyler bunlar değil esasında. Bu ve bunun gibi bazı filmlere ben boşluk dolduran filmler diyorum. İnsanın her zaman bir bütün olması imkansız gibi bir şey ama arada sırada böyle işler çıkıp insanın eksik yerlerini bir süreliğine de olsa dolduruyor gibi. Çok hissedemediğim karşılığını bulamadığım ve en önemlisi anlamlandıramadığım duygular gün oluyor b

Sarımsak ✅ 53

Resim
  2004, by Gürkan Gürak, 15min 'Biz bu hayatın ritmine kapılıp gitmişiz be abi' filmi. Ben pek etkilenmedim ya da etkilenemedim. Burada bir Aura var ama bana hitap etmiyor sanırsam. Ya da bana hitap etmiyorsa aura'nın varlığı mı sorgulanır hale geliyor. Hayatını hala tam anlamıyla ritmin içinde kaybetmemiş, dişlilerin içinde hala öğütülmemiş ve trım trak taka tuk makineleşmemiş olmamdan kaynaklanıyor da olabilir bu durum. Daha doğrusu buradaki mevzu bahis ritimden farklı bir ritme sahip olmamdan dolayı diyebilir. Malum benim ritim biraz küçük şeylerin büyük kaosu içindeki düzen gibi bir şey. 53 09.10.2021

Akira ✅ 83

Resim
 1982-1990, by Katsuhiro Otomo, 28.09.2021 Ne diyeceğimi bilmiyorum. Uzun zamandır başından sonuna bu kadar hızlı geldiğim bir yapım olmamıştı. Hadi bir süredir olmamıştı diyelim. Akira'nın altında yatan ya da vermek istediği mesajı tam anlamadığımı söylemem lazım. Tüm hatıralar, duygular, evrimler falan uçuşurken baya kafam karıştı. Bunun önemli bir sebebi de romanın basit bir temele oturmaktansa kompleks bir temele oturmayı seçmesi olabilir. Çünkü yaratılış, varoluş ve insan ırkının yönü, geleceği gibi konular son sayılarda baya bir sazı eline alıyor. Eee haliyle böyle sorulara katı cevaplar vermek mümkün olmadığından tüm kaosun içinde biraz uçuculaşıyorlar. Hakeza bana göre Akira bu temeller üzerinde olduğu için değil, estetik ve sürükleyicilik bakımından çok etkileyici bir yapım.  Çizimlerinin ve dizaynın estetiğini anlatabilecek ya da değerlendirebilecek biri değilim fakat yeni bir dünya savaşı sonrası konseptine uygun aynı zamanda güncel estetik değerleri de koruyan bir yapım

The Revenant ✅ 47

Resim
  2015, by Elajandro G. Iñáritu, 2h36m Bir filmin tek albenisi sahiden Di Cabrio ayıyla dövüşüyor olabilir mi? Olabilirmiş. Bir kere baştan söyleyeyim aşırı kolaya kaçılmış ve hiçbir şey (neredeyse hiçbir şey) anlatmayan bir film. Ama sürekli bir şey anlatacakmış gibi duran da bir film. O kadar anlamsız ki ya nolurdu bir narative derinleştirici öge olsa ama maalesef hiçbir şey yok buna dair. Nasıl oluyorsa sürekli hayatta kalan bir adamın intikam hikayesi ve bu çok anlamsız.  İnsan ölmesi zor bir varlık olabilir çoğu örnekte (tam tersi çok kolay ölen de olabilir bu arada) ama bu şartlar altında Glass bu kadar uzun yaşayamaz abi. Ayı zaten götünü başını her yerini parçaladı ölmedin, o kadar soğukta kaldın hipotermiden ölmedin, boğazın delik hava kaçırıyorsun ölmedin, 20 metreden atla aşağı düştün ölmedin, çiğ et yedin günlerce hiç bi bok olmadı, yaraların iltihaplandı hala ölmedin, fransız saldırdı ölmedin, kızılderili saldırdı ölmedin, kendi adamın saldırdı ölmedin en sonda kendin kara

Fullmetal Alchemist ✅ 79

Resim
  2003-2004, by Seiji Mizushima, 51B S01 B01 - Those Who Challange The Sun, by Kazuki Kakuta, 04.10.2003, 25min Özlemişim diyebilir miyim? Hayır kesinlikle diyemem ama yaşlanmışız be baba onu diyebilirim işte. Gözüme farklı gelen birkaç kısım var. İlk bölüm baya baya bir çiğ köfte gibi fırlatıyor bizi hikayenin tavanına ve yine aynı bir çiğ köfte misali yapışıyoruz tavana. 20 dakikada aslında çok derin olan meramını anlatıyor ama baya da bir; ulan nasıl oldu, nerde oldu, ne oldu gibi soruları da ateşliyor içerde bir yerde ki bunun sebebi konuyu derinleştirmeden kendini anlatacak bir alana sahip olamayacağı gerçeği. İlk dakikadan zaten bir bruh moment yaşadım, daha açar açmaz nereye düştük moduna girdim. Sonra bir anda 3-4 yıl geçmiş ve anlık olarak daha hafif bir olaya geçiyoruz ama o hikaye de pek hafif değil bunu hem aynı bölüm süresince hem de seri ilerleyince daha da bir fark ediyoruz. Diğer bir bruh moment da hızlı hızlı pek çok temel ögenin anlatılmaya çalışılması olabilir. Sonuç